Şehrin gürültüsünden yorulduğunuz bir gün, nefes almak için kendinize küçük bir kaçış arıyorsanız, Atatürk Arboretumu tam da buna cevap verir. Sarıyer’in Bahçeköy beldesinde, Belgrad Ormanı’nın hemen yanında yer alan bu doğa harikası, sadece bir park değil; adeta yaşayan bir açık hava müzesi.
Arboretum ne demek? Arboretum, özel olarak ağaç ve bitki türlerinin korunduğu, yetiştirildiği ve bilimsel araştırmalar için düzenlenmiş alanlara verilen isimdir. Yani burası sadece gezip dinlenebileceğiniz bir yer değil; aynı zamanda yüzlerce farklı bitki türünü yakından tanıyabileceğiniz bir doğa laboratuvarıdır.
Arboretumda sizi karşılayan ilk şey sessizlik olur. Sessizlik derken kastım, şehirde alıştığımız korna seslerinin olmaması. Onun yerine kuş cıvıltıları, rüzgarın yapraklarda bıraktığı o tatlı uğultu ve gölet kenarındaki ördeklerin şıpırtılarıyla yürüyüşünüze başlarsınız. Geniş taş yollar boyunca yürürken üç farklı göleti ziyaret edebilir, kıvrılarak devam eden patikalarla hem uzun hem kısa yürüyüş rotaları oluşturabilirsiniz.
Rotanız boyunca sincaplara, kaplumbağalara ya da suyun kıyısında dinlenen kazlara rastlamak işten bile değil. Bol oksijenli bu atmosferde, her adımda ciğerlerinizin tazelendiğini hissedersiniz.
Arboretum; sincap, çeşitli kuş türleri, kaplumbağa, ördek ve zaman zaman gölet kenarında dinlenen kazlar gibi küçük memelilere ve kuşlara ev sahipliği yapar. Sessiz adımlarla dolaşırsanız uğurlu bir sincap ya da su kenarında güneşlenen kaplumbağa fotoğrafı yakalayabilirsiniz.
Atatürk Arboretumu her mevsim ayrı bir güzellik sunar: ilkbaharda rengarenk çiçekler, yazın serin gölgeler, sonbaharda turuncu-kırmızı yaprakların büyüleyici dansı ve kışın sakin kar örtüsü. Ancak en büyüleyici zamanlar genellikle Ekim ve Kasım aylarıdır. Fotoğraf meraklıları için sonbahar, unutulmaz kareler vaat eder. Kalabalıktan uzak bir deneyim isterseniz hafta içi sabah tercih edilebilir.
Arboretuma ulaşım oldukça pratiktir. Toplu taşıma kullanmak isterseniz Hacıosman Metro İstasyonu’ndan kalkan Bahçeköy otobüsleriyle yaklaşık 15–20 dakika içinde varırsınız. Özel araçla geliyorsanız girişin önünde otopark mevcuttur. Beşiktaş veya Mecidiyeköy gibi merkezlerden yola çıkarsanız trafik durumuna göre 30–40 dakika içinde ulaşabilirsiniz.
Arboretum içi koruma alanı olduğu için piknik, mangal veya dışarıdan yiyecek sokmak genelde yasaktır; bu kural alanın korunması açısından önemlidir. Ancak çevrede, özellikle Bahçeköy’de doğal ürünler sunan ve orman manzaralı serpme kahvaltı yapan pek çok küçük işletme bulunuyor. Yürüyüş öncesi veya sonrası bu mekanlarda kahvaltı yapmak enerjinizi tazeleyecektir.
Akşamı güzel bir balık yemeğiyle kapatmak isterseniz Sarıyer sahilindeki balık restoranları ideal. Piknik imkanı sınırlı olsa da, çevredeki kafe ve restoranlar sayesinde doğa molalarınızı lezzetle tamamlayabilirsiniz.
En keyifli planlardan biri sabah erkenden gelip önce çevredeki bir mekânda güzel bir kahvaltı yapmak, ardından arboretum kapılarından içeri girip gölet çevresindeki yavaş rotada yürümektir. Kahvaltı sonrası doğanın sessizliğinde çay veya kısa molalarla enerji depolamak, günü hem dinlendirici hem de yenileyici kılar.
Bu alan aynı zamanda bilimsel araştırma ve koruma amaçlı düzenlenmiş bir yerdir; yüksek ses, piknik veya ateşle ilgili aktiviteler yasaktır. Bu kurallar sayesinde Atatürk Arboretumu İstanbul’un en sessiz ve huzurlu köşelerinden biri olmayı sürdürüyor.