Oylat Kaplıcaları, dağların arasında saklı kalmış, doğasıyla insanı hemen etkileyen bir yer. Burası oksijeni bol, yemyeşil bir vadide kurulmuş. Ancak bu kadar güzel bir yerin biraz daha bakıma ihtiyacı var. Otellerin bazıları eski, yenilenen yerler de var ama ne yazık ki çürümeye yüz tutmuş binalar da göze çarpıyor. Yazık, çünkü bu yer gerçekten milli bir servet.
Konaklama açısından seçenek bol. Bölgede iki otel ve bir apart bulunuyor. Biz Çağlayan Otel’de kaldık. Odalar apart tarzında; isterseniz kahvaltı hariç konaklayabilir ve yemeğinizi kendiniz hazırlayabilirsiniz. Kahvaltı hariç fiyatlar 2500 TL civarındayken, kahvaltı dahil konaklama 5000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bizim kaldığımız oda biraz bakımsızdı, banyosu da beklentimizin altındaydı. Küvet yoktu, sadece ortada bir duş musluğu vardı. Otelin alt katında kadın ve erkekler için ayrı termal havuzlar bulunuyor, ayrıca havuz kenarında bir hamam da mevcut. Fakat otelde bornozla asansöre binip odasına gidenlerle karşılaşmak biraz rahatsız edici olabiliyor.
Bütün bunlara rağmen suyun kalitesi gerçekten harika. Kaplıca suyu sıcak, temiz ve yumuşak. Kadınlar bölümünde ortada büyük bir havuz, çocuklar için ise ayrı bir çocuk havuzu yer alıyor. Girişte soyunma kabinleri ve şifreli dolaplar mevcut. Hatta dolapların başında ilgilenen bir görevli bile var. Yalnızca kapalı duş alanı yoktu, açıkta iki duş başlığı bulunuyordu; biri sıcak, diğeri soğuk su akıtıyordu. Kese yaptırmak isteyenler için özel bir alan görmedim ama genel temizlik ve düzen gayet iyiydi. Giriş ücreti kişi başı 100 TL, açıkçası bu kaliteye göre oldukça uygun.
Oylat’ın çevresinde gezilecek yerler de var. 1.5 kilometrelik yürüyüşle şelaleye ulaşabiliyorsunuz; yol boyunca doğa manzarası müthiş. Ayrıca mutlaka görülmesi gereken Oylat Mağarası da çok yakın. Giriş ücreti 50 TL, mağaranın içi serin ve büyüleyici, yaklaşık 750 metre yukarı doğru yürüyerek geziliyor.
Köylü pazarı da uğramaya değer. Ceviz 150 TL, kestane 300 TL civarında, fiyatlar gayet uygun. Her köşesinde sıcak su akan çeşmeler var, üstelik bu sular içilebilir nitelikte. Gerçekten doğanın sunduğu bir armağan gibi.
Küçük eksikleri olsa da Oylat Kaplıcaları hem suyu hem de çevresiyle insana huzur veren bir yer. Giden herkesin biraz dinlenmiş, biraz da tazelenmiş olarak döneceğine eminim.